Sonbahar bu sene beklenenden çok daha çabuk geldi, havalar her zamankinden de hızlı soğudu. Haliyle çorba sezonunu da çoktan açtık!
Gerçek bir çorba delisiyim ve çorba varken başka yemek aramam (içimde gizli bir mujik yaşıyor olabilir mi?), ama çorbaların tadının azami seviyede olmasına çok dikkat ederim: tadı tuzu, ekşisi, hele hele baharatı kesinlikle eksik olmamalı! O yüzden gerçekten iyi bir tarif tutturana kadar uğraşırım. Çorba deliliği konusunda da yalnız olmadığımı biliyorum, o yüzden belki başka başka çorbalara yer açmak istersiniz diye size dört çorba tarifimi birden hatırlatmak istiyorum:
İlki, “all spice” balkabağı çorbası, ki bal kabağını fazla tatlımsı bulanların dahi bunu sevdiğini gördüm, zira kullanılan baharatlar tadı dengeliyor. Ve kesinlikle çok iyi iç ısıtıyor!

İkinci çorba, içindeki erik ekşisi dokunuşunun tadı derinleştirdiği balık çorbası. Balık mevsimi de açılmışken kesinlikle yapılması gerekenlerden biri bence!

Üçüncü çorba, şahsi favorilerimden biri olduğu için en çok yaptıklarımdan ve neredeyse her türlüsünü denemişimdir. Pırasa çorbası, soğan çorbası seven herkesin sevebileceği, muazzam yoğun lezzetli bir çorba ve acayip doyurucu!

Dördüncü çorba ise evde hiçbir “özel” malzemeniz olmadığında bile yapabileceğiniz bir çorba, patates çorbası. (Evet, şimdi hakiki bir step tadı yakaladık!) yemeği, kızartması, oturtması, püresi bunca yapılan ve gayet de lezzetli olan şeyin çorbası da, tahmin edebileceğiniz gibi, gayet güzel oluyor!

Sıcak kaseler diliyorum!