Od Urla’nın beni yeniden baştan çıkaran kış menüsü!

Od Urla, 2018’in sonlarında açıldığında Urla henüz hiç de “gastronomi merkezi” adı taşımıyordu daha. Belki de tam da bu yüzden, böyle bir fine dining mekanının Urla gibi bir yerde açılması büyük olay olmuştu. Ben de açıldıktan yaklaşık 1,5 yıl sonra orayı denemek için hususi olarak yolumu mekana düşürmüş ve çok memnun kalkınca detaylarıyla yazmıştım.

Gel zaman git zaman yolumu tekrar tekrar düşürdüm ve geçtiğimiz cumartesi, dostlarım Sibel ve Erginle yavruları Merinciğimi (evet benim bi boy küçüğüm!) alıp Merin’i ilk fine dining deneyimine çıkardık. (Saat 18:00’e kadar küçük çocukla da servis alınabiliyor, aklınızda olsun.)

Pırıl pırıl kış güneşinin parlattığı masamıza geçtik. Daha ilk adımda proseccolarımızı tokuştururken amuse-bouche olarak gelen enginarlı, peynirli mini tarta bayıldık. Muhteşem bir narenciye soslu mavi kuyruk karides, Ödemiş patatesinden püre üstünde ahtapot ise soğuklarımızdı, ahtapotun yumuşaklığı enfesti. Bence Osman Sezener ahtapotu daima çok iyi işliyor. (2020 yazında o narenciye sosun çok benzeri ahtapot tabağındaydı ve hâlâ yediğim en iyi ahtapot tabaklarındandır!) Bu sefer karidesle yorumlanan tabağı tadıp, sosunu azıcık ahtapota da ekleştirmiş olabiliriz, ehem! Sonuçta hepsini Nino Franco Valdobbiadene Prosecco Superiore eşliğinde keyifle yedik.

– Bu esnada garsonlar, şefler karidesti, ahtapottu götüren Merinime bakıp “Ay sen kaç yaşındasın da ahtapot yiyorsun?!” diye şaşırdılar ve çocuk bildiğiniz ortamın maskotu oldu. (Ama tabii bilmiyorlar ki bu çocuk 1 yaşında “Yengeeeeç” diye ağlıyordu, 2 yaşında artık Michelin yıldızlı yerlerde yemeye başlaması lazımdı!) Sonuçta biz de “Biz iki yaşındayken adımızı zor söylüyorduk, hanfendi yıldızlı restoranlarda takılıyor” diye bol bol espri yaptık. Od Urla’nın geniş bahçesi ve çeşitli otlar, meyve sebzeler ekili tarhları çocuk oyalamak için de çok ideal, yemek aralarında Merin sıkılmasın diye ona tur attırdık, kumkuatlara, limonlara filan bakıp pek eğlendi küçüğümüz.-

Neyse efenim, sonra biz ara sıcak niyetine Od Urla’nın imza tabaklarından tiftik dana kuyruklu hamurunu ve keçi peyniri dolgulu karamelize soslu mantısını aldık. İkisi de her zamanki gibi efsaneydi! Ana yemek olaraksa soğan dolması eşliğinde kuzu gerdan mı alalım, yoksa üstünde dana dille sunulan ağır ateşte pişmiş dana yanak mı diye epey kararsız kaldık, ama son tahlilde tercihimizi kuzu gerdandan yana kullandık. Sonra bir baktık, bir tabak da dana yanak ikram gelmiş. Çok zarif bir hareketti doğrusu. Bu yüzden bir artı da servis ekibine, çünkü mesela geçen kış gittiğimde de bir balık tabağında servis edilen portakallı rezeneye bakıp tek başına menüde yer almadığı için sipariş edemememe hayıflanmıştım ve hemen bir tabakta ikram olarak getirmişlerdi. İşte bunlar “iyi esnaflık” örnekleri. Doğrusu bu ikram da çok da makbule geçti çünkü Sibel dana yanağa bayıldı! Sosu gerçekten güzeldi ama beni daha çok mest eden kuzu gerdan oldu. Soğan dolmasının da baharatından hiç kaçılmamıştı, tam olması gerektiği gibiydi, çok memnun kaldım. (Merin etlerin de hepsinden gaaayet hapır hupur yedi!)

Bu arada hepimiz kendimize birer kadeh de kırmızı şarap hakkı tanıdığımızdan, yiyeceğimiz tüm etlerle az çok uyum sağlayacak bir kırmızı önermelerini rica ettim, Od Urla’nın kendi Reserve kupajını önerdiler ve bilhassa cabernet franc sayesindeki güçlü aromatik yapısıyla gerçekten gayet güzel bir eşlikçi oldu. Kendi şaraplarını daha önce içmemiştim hem, denemiş de oldum. (Merin de biberonuyla bize eşlik etti!)

Hesapla birlikte her zaman çikolata ikramı gelir Od Urla’da, tahinli çikolatalar denk düştü bu kez denememiz için. Ergin de onlara öldü, çünkü tahine bayılır. Ama hepimizin favori tabağı aynıydı, o narenciye sos içinde banyo yapabileceğimize yemin ettik!

Ha başkaca tatlı almadık, niye, çünkü evde bizi Sibel’in yaptığı muhteşem ceviz krokanlı, beyaz çikolatalı balkabaklı cheesecake ve mum üfleme seremonisi bekliyordu! (Benim diyen tatlıcı Sibel’inkiler gibi tatlı zor yapar, onu da söyliyim!)

Merinimin ilk ciddi dışarıda yeme deneyimi çok çok güzel geçti anlayacağınız, bize harika eşlik etti küçüğümüz, biz de onu sıkmayacak şekilde oyalamaya ve normalden birazcık hızlı yemeye gayret edince ortada buluştuk ve hepimiz için unutulmaz bir deneyim oldu. Sevgili Od Urla, bilmiyorsunuz ama artık bizim anılarımızda çok özel bir yeriniz var!

Yorum bırakın