Cihangir’in yeni lezzetlisi: Afil

Cihangir Akarsu Caddesi’nde yürürken, Smyrna’ya gelmeden ilk sağa dönün, karşınızda Anahtar Sokak. İşte orada, küçücük bir dükkânda yeni bir mekan göreceksiniz; Afil. Çinili zeminli, tertemiz, içeride ve dışarıda sadece birkaç masası bulunan, şirin ve sıcak bir yer. Üstelik tam da sevdiğim gibi, ne yaptığı belli olan, “kafası karışık” olmayan bir mekan…

Afil, Antepli şefi Cem’in ellerinde şekillenen, küçük ve lezzetli bir menüye sahip. Sunulanlar ağırlıklı olarak “sokak yemekleri” diyebiliriz; kokoreç, uykuluk, sokak köftesi, sucuk içi, hamburger gibi sıcaklar ve humus, Girit ezme, babagannuş, atom, haydari gibi mezeler mevcut menüde. Bu tarz yerlerde pek bu çeşitte meze olmaz, buradaki genişçe meze seçeneği o açıdan güzel geldi bana. Sadece “et” olmasın, onu lezzetlendirecek eşlikçiler de olsun isterim hep. Burası bunu gayet güzel karşılıyor.

Daha önce giden arkadaşlarım sitayişle bahsettiği için ben de buraya epeyce merakla gittim doğrusu. Tabii gitmişken menüyü denemek farzdı! Köz biberle yapılan “bezirgani”, Girit ezmesi ve bol soğanlı, sumaklı salata geldi önce masaya. Benim için salata çok önemli bir unsur olduğundan lezzetine çok dikkat ederim, hakkını teslim edeyim, bu salata nefisti. İsmi “tabla salatası” ve kullanılan nar ekşisi hem lezzetli, hem de koklatılmamış, bolca konmuş. Bezirgani bana göre biraz acı ama lezzetli, Girit ezmesinin ise tadı benim beklentime göre biraz hafif.

Sıcaklardan kokoreç, uykuluk, sokak köftesi ve hamburger istedik. (Aslında sucuk içini de kesinlikle yemek istiyorduk, ancak ellerinde kalmamıştı. Sucuk içi Niğde’den özel geliyormuş. Artık bir dahakine o!) Kokoreç İzmir’den geliyormuş, iri kıyım servis ediliyor. Lezzetli, ancak yağı biraz fazla geldi bize. Uykuluk müthiş güzel baharatlanmış ve terbiye edilmiş, öyle ki sevmeyene bile kendisini yedirmesi ihtimali çok yüksek! Tam bir sürpriz olarak öne çıktı. Sokak köftesine gelince o da çok lezzetli, bence “anne köftesi” nefasetinde. Ki bunların hepsini ne köfte delisi ne de uykuluk aşığı biri olarak söylüyorum, gayet nefis şekilde kendilerini yediriyorlar. Ayrıca hepsinin yanında biraz köz biber, biraz köz patlıcan mezeleriyle ve o çok beğendiğim nefis salatayla servis edilmesi bence çok büyük bir artı. Çünkü hem lezzeti tamamlıyor, hem de yalnız gittiğinde bitiremeyeceği için meze söyleyemeyecek olanlara büyük güzellik. Sonuçta kalabalık gitmeyince de mezesiyle, salatasıyla “öğün gibi” tabak söyleyemeyelim mi?

Hamburgere izninizle ayrı bir yer açacağım. Aslında bu, hamburger formuna sokulmuş fıstıklı kebap. Çok lezzetli bu kebabın üstünde de onunla uyumlu olacak kelle peyniri konarak (çok şükür ki erimiş plastik cheddar değil!) servis ediliyor. Etin yağı, tadı tuzu çok yerinde, ağza gelen fıstık taneleri de lezzeti katlıyor. Sadece ikiye kesilmesi bazı hamburgerseverleri memnun etmeyebilir, ama zannederim ki kesilmeden servis edilmesini istemek de mümkündür. Hamburgerin eşlikçisi kaşık formunda baharatlı patates. Çıtır çıtır, yağ çekmemiş, eskimiş yağda kızartılmamış. “Ev patatesi” adı altında yağ çekmiş (ve bazen hiç de elde kesilmiş olmayan) patatesler yemektense, iyi hazırlanmış böyle patatesleri tercih ederim doğrusu.

Bu kadar yemeğin üstüne bile olsa, tatlı yiyecek yerim daima vardır! Afil’de iki tatlı sunuluyor, biri kaymaklı, tahinli kemalpaşa, diğeri ise havuç dilimi. Kemalpaşa, endüstriyel üretim tipinde değil, ayrıca daha irice, süngere çevirmeden adabınca şerbetlenmiş. Havuç dilimi ise Antep’ten getiriliyor, Fıstıkzade imalatı. Şef Cem Bey, “Elbette Antep’ten bile gelse hiçbir baklava Antep’te yapıldığı gün yenenin yerini tutmaz, ama mümkün olduğunca en iyisini servis etmeye çalışıyoruz” diyor. Eh, bir Antepliden de baklava konusunda böyle dürüst bir açıklama beklenirdi. Antep’le kıyaslanmaması şartıyla gayet güzel bir havuç dilimi, benim baklava tipi tatlılarda pek sınırım olmadığından bir tanesini rahatlıkla bitirebilirim, ama çoğu kişi muhtemelen paylaşarak yemeyi tercih edecektir, sipariş verirken bunu gözetin.

Menü ve fiyatlar mekanın içindeki kara tahtada yazıyor – sevdiğim bir başka şey, böylece sürekli menü istemek zorunda kalmıyorsunuz-, fotoğraftan tüm yenenlerin fiyatlarını görebilirsiniz. Bence fiyat/performans dengesi çok iyi. Metal tabaklar tam “tablacı” detayı, bence hoş bir ayrıntı. Izgara arkasında bu lezzetleri yaratan “Rafık” Cem Şef’in muhabbetini de ayrıca sevdik, bir şey sorduğunuzda güzel güzel cevap alabildiğiniz yerler bulmak çok hoş, değil mi? Cihangir’de bir yere geçmeden önce hızlıca yiyip kalkmaya müsait Özkonak gibi bir esnaf lokantasının yanına bir de böyle başka tarzda bir yer çok iyi olmuş doğrusu… Umarım “bozmadan” uzun yıllar devam ederler.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s