Lüleburgaz’ın has durağı: Park Et Lokantası

Lüleburgaz’daki Bahar Köftecisi‘ni yazarken, “Yol üstü mekanlar, tatili başlatırken ve bitirirken damakta iz bıraktığından mühimdir” demiştim. O yüzden, bu kez bir tatili bitirirken tavsiye üzerine uğradığım ve çok memnun kaldığımız bir başka yeri yazmak istiyorum: Park Et Lokantası.

Tarihî Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi’nin hemen karşısında, yani Lüleburgaz’ın son derece merkezi bir yerinde bulunan Park Et Lokantası’nda hem sulu yemek, hem de nefis ızgara çeşitleri var. Sulu yemekleri de güzel durmasına rağmen hazır hayvancılığın kalbi sayılan Trakya’dayken tercihimizi ızgara etlerden yana kullanmak istedik, malum İstanbul’da iyi et bulmak zor. Trakya ise Osmanlı zamanından beri İstanbul’un “arka bahçesi”, özellikle et ve pirinç tedariki konusunda her zaman ilk başvurulan coğrafya olmuş, haliyle hayvancılığın iyi bilindiği ve nispeten bugün de sürdürülebildiği noktalardan…

Üç kişi, dışarıdaki çınar ağacına nazır masalardan birine oturup bir porsiyon antrikot ve 2,5 porsiyon kuzu şiş söylüyoruz. Yanında tabii ki soğanlı bir çoban salata ve kesme yoğurt. Önden birimiz çorba alıyor, ayrıca yoğurtlu biber kızartmadan da istiyorum. Başka çok meze varmış ama biraz geç saatte vardığımızdan bazıları bitmiş, sağlık olsun. Gelen yoğurt bir kere harika, kalıp gibi, sarımsı kaymaklı, şahane bir yoğurt. Bir yoğurt delisi olduğum ve salata yanında yoğurdu çok sevdiğim için et gelene kadar kendimi tıkamamak için biraz uğraşmam gerekiyor! Sonra etler gelince çok doğru bir karar verdiğimi anlıyorum zira kuzu şiş nefis! Et kesinlikle alıştığımızdan daha aromatik. Marinasyonu, dinlendirmesi iyi, pamuk gibi. Hiç kurutulmadan pişirilmiş. Alp de kuzu antrikotundan çok memnun. İkimiz de burada kesinlikle birçok ünlü yerden çok daha iyi et yediğimiz konusunda hemfikiriz. Yeğen beyler de 1,5 kuzu şişi afiyetle yiyip antrikota sulandığına göre “etçil” bir birey olarak halinden memnun!

2,5 kuzu şiş, antrikot, çorba, salata, yoğurt, meze ve soda, kola gibi içecekler dahil toplam 440 lira hesap ödüyoruz. Üç kişi için artık “makul” sayılan rakamlar bunlar maalesef. Et de gerçekten çok iyi olduğu için lafımız yok. Mekanda bir özellik aranmamalı, bildik bir esnaf lokantası görüntüsünde, temiz pak, servis de hızlı. Dışarıdaki masalarda oturmak pek güzel, yandaki külliyenin gece aydınlatmasıyla görüntüsü özellikle hoş. Yemekten sonra caminin üç ayrı yola kapısı bulunan avlusunda gezinmek hoşa gidebilir. Lokantanın yeri çok merkezi olduğu için bir Lüleburgaz seyahatinde de rahatlıkla tercih edilebilir, sınıra doğru yol alırken de…

Biz afiyetle yiyeceğimizi yedikten sonra biraz da dondurma yiyelim diye İstanbul’da da bulunan Balaban’a bir uğrayıverdik. Ama o da bir dahakine kalsın!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s