Önceki yazılarda (bu ve şu) ısrarla Bulgaristan’da hızlı servis beklenmemesi gerektiğini, sinirlenip “Bir saatte sipariş gelmedi, başka yere gidelim” derseniz boşuna bir saat daha kaybedeceğinizi söylemiştim. Yıllar yılı bu gerçeğin dışına çıkan bir yere rastlamadım, ta ki Happy Grill gerçeğiyle müşerref olana dek!
Burası, bir nevi Big Chefs, Midpoint gibi orta segment bir zincir restoran. Dolayısıyla Bulgaristan’da ve çok mu açsınız, hay hay, derhal bulunduğunuz yere yakın bir Happy var mı diye bakmanızı önerebilirim. Fiyatlar gayet makul, servis şaşırtıcı derecede hızlı ve -diğer şubelerini bilmem ama- Varna’daki bu yüz yıllık binanın içinde ve bahçesinde hizmet veren şubesi gayet hoş. Anacaddenin de hemen üzerinde…




Biz buraya da dört kişi oturduk ve geniş menüden kafamıza göre takılmak suretiyle seçimler yaptık. Menüde her tür müşteriye “Hah, burada yiyebileceğim birkaç kalem şey var” dedirtmek bu tip yerlerin şiarı olduğundan, bilhassa kalabalık gruplarda kurtarıcı olurlar. Bana “Oranım sushileri hiç fena değildir” dendiği için bir set sushi ve canım deniz mahsulü istediği için tuna tataki söyledim. Taze ton balığı Türkiye’de zor bulunuyor, halbuki harika bir balık, burada bu fiyata bulmuşken kaçırmak istemedim. Her şey biraz fazla soslu geliyor ama doğrusu 150 lira için çok iyi bir tuna tataki ve 90 lira için çok iyi bir sushiydi! Bir daha otursam direkt sashimi söylerim.


Menüde klasik Bulgaristan tatlarının yanısıra Yunanistan lezzetleri de var. Örneğin tarama, yoğurtlu kabak ve tirokafteriden oluşan üçlü meze tabağı gibi… Biz yine servis yavaş olur fikriyle önden atıştıralım diye söylemiştik gerçi ama memnun kaldık. Kabak kızartması ise malum, Yunanistan’da efsane yapılır. Buradaki cips gibi değil patates kızartması gibi doğranmıştı, ama yine de hafif ve güzel kızartılmıştı, onu da beğendik. Kalamarlı salatada kalamarların bacaklı gelmesi güzel, yine donmamış kalamar, ama kızartılan yağın tadından çok hoşlanmadım ben, masadakilere batmadı ama, belki benim huysuzluğumdur.




Ana yemeklere gelince, biftek saganaki’nin porsiyonu gerçekten devasa. Böyle çok meze, arasıcak söylenirse iki yetişkin yiyebilir hatta. Tadı da gayet güzeldi. Yeğenimin söylediği etli quesadilla da keza kocamandı. (Ama kendisi bir ergen sabırsızlığıyla anında yuttuğu için fotoğraf çekmeye fırsat bulamadım!)
Bu arada buranın gayet yeterli ve güzel bir şarap seçkisi ve her türlü içkinin bulunduğu kocaman bir barı var. Daha önce seçtiğim şaraptan da, genel olarak Bulgaristan’da üretilen şaraplardan da çok memnun kaldım, ama burada kadeh olarak bile aldığım Traminer (en sevdiğim üzümlerden biridir) muhteşem çıkınca iyice şaşkına döndüm! Galiba Bulgar şarapları için ayrıca bir sefer yapmam gerekecek! (Bu arada bardaki Finlandia Botanicals düzenlemesi hoşuma gittiği için onu da çektim. Birçok yerde özel düzenlemelerle karşıma çıktı bu marka, Bulgaristan pazarına oynuyorlar sanırım.)



İçkilerden bahsetmişken, araya sıkıştırmak istedim. Fotoğrafını koyduğum içki dükkanı çok hoşuma gitti, hem ünlü markaları hem de Bulgaristan’da da öyle her yerde bulunamayacak özel craft ürünleri satıyor. Bu ahududu cinini görünce ilgimi çekti (çünkü ahududu çok severim), gerçekten dehşet bir arkadaş çıktı kendisi! Zeppelin Craft Gin, ahududu aromalı cin değil, yanlış olmasın, ahudududan damıtılmış bir cin. İsmi bile yeter zaten! (Hell yeah!) Varna’ya yolunuz düşerse meydana pek yakın bu dükkanı bulup bakınmanızı öneririm ve cin seviyorsanız bu arkadaşa bakınmanızı öneririm.



Restorana geri dönersek, dört kişi için ana yemekler, mezeler, salatalar, kola, bir iki bira ve şarapla tıka basa doyulan bu masa 100 leva, yani 1000 lira civarında bir meblağ. Yine çok uygun fiyat, karşılığında ecnebilerin tabiriyle “decent”, düzgün bir yemek ve şaşırtıcı derecede iyi bir servis… Bulgaristan’a giderseniz bu zincir aklınızda olsun, menüsü de İngilizce olarak sitelerinde mevcut.