Eve kapanmalar, değişik lezzetlerden mahrumiyet, zaten seyahat edemeyen bünyelerimizdeki özlem… Hepsi şöyle hafif hafif vurmaya başlamadı mı? Beni kesinlikle vurmaya başladı!

Tayland yemekleri Asya mutfakları arasındaki favorilerimden, özellikle çorba ve yemeklerindeki dengeden, limonotunun verdiği ferahlık ve hindistan cevizi sütünün kattığı tatlımsılığın tuzluyu ve acıyı dengelemesinden çok hoşlanıyorum. Thai mutfağının belkemiği de zaten bu anlayış denebilir, ekşi-tatlı-tuzlu ve acının her yemekte muhakkak kullanılması… Tabii oranları değişiyor ve bu da yemeğin karakterini belirliyor. Ama bu çeşitli lezzetlerin birleştirilmesi katmanlı bir lezzet yaratıyor ve şahsen benim açımdan bu çok istenen bir durum! Birkaç ay önce evde yaptığımız nefis tom kha gai‘yi yerken neredeyse parmaklarımı yemiştim. Ama bu kez canım(ız) köri çekti ve bu konuda kendilerinden gayet memnun olduğumuz ÇokÇok‘tan verdik siparişi…
Önce başlangıç olarak yanında erik sosuyla gelen pane karidesler… Gayet sıcak ve nefis şekilde geldiler, yağ çekmemişler. Ben altlarına biraz yemeğe eşlikçi olarak yaptığım salatadan da koydum. Salatada ne var derseniz 5-6 tane incecik dilimlenmiş fındık turp, bir havuç, bir salatalık, limon, azıcık zeytinyağı, bir de tuz ve yosun kurusu, susam ve bonito flake denen, kurutulmuş incecik traşlanmış ton balığı dilimleri karışımı bir “baharat”… Eşlikçi olarak da USCA’nın Sonnet 5 Bornova Misketi’ni açtık. Daha önce syrah rozesini de denediğim Sonnet derisini çok beğenmiştim ve bu seçim de yanıltmadı. Turunçgil notaları belirgin, ben zaten misket cinsini çok sevdiğim için benim açımdan sürpriz olmayan bir şaraptı. (Tatlı değil ama, korkmayın!) Asiditesi yemeklerin yanında belirgin bir ferahlatıcılık da sağlıyor üstelik, ama tek başına içmeye de gayet uygun bir şarap.

Tayland körileri içinde sarı ve yeşil olanlar, bana kırmızılardan daha özellikli geliyor, sanırım kırmızı köriyi biraz daha Hint mutfağında seviyorum. ÇokÇok’tan da Alp sarı köri istedi, ben yeşil. İkisi de hindistancevizi sütü ve tavuk içeriyor, ama onunki patates ve bütün soğanlı, benimki ise patlıcan ve chilliliydi. Tabii ikisinin de yanında yasmin pirinçten pilav… Yasmin pirincin kokusu çok hoşuma gidiyor ve normal pilavla çok işim yokken bu yemeklerin eşlikçisi olan Asya tipi pilavlara bayılıyorum! Kesinlikle körilerle çok uyumlular! Köri sosları da bence gayet başarılı, Tayland’da yediklerimizi çok aratmıyor. Tabii acılarının Türkiye’ye göre ayarlandığını söyleyebiliriz, ama zaten öyle olması da normal, çünkü Tayland’da da Thai usulü acıları anca onlar yiyebiliyor, ne de olsa benim acı mevzuunda hiç öyle iddialarım yok! (Çok acı yiyemeyenler için minik not, iki köri de orta acılıkta, en azından yeşil körideki chilli biber dilimlerini bekletmeden çıkarırsanız orta acı sayılabilir.)
Pad Thai her ne kadar Tayland mutfağı denince akla ilk gelen yemeklerden olsa da veya başka ana yemekler bulunsa da, bana onlar köriler kadar özellikli gelmediği için tercihimi genelde bu tarz “kasede yenecek, sulu yemekler”den yana kullandığım için restoranın diğer yemeklerine dair çok fikrim yok. Ama ÇokÇok’un hem Tepebaşı’ndaki yerlerini severim, hem de eve paket konusunda çok dakik olduklarını, güzel paketlediklerini gördüm. (Zira alakart servisle paket servis başka şeyler, birinde iyi olan diğerinde de iyi olacak diye bir şey yok!) O yüzden eve paket söylemelik değişik bir şeyler denemek isterseniz rahatlıkla tavsiye ediyorum. Çünkü insan ruhu hakikaten biraz da değişiklik arıyor. Bir de tabii, hâlâ açılmayan restoranlara ufak tefek de olsa paket siparişlerle destek olma ihtiyacı da var. Bizim durumumuzda, hafif tertip nostalji de yaptırdı, çünkü bu kumaşları, buhurdanlığı Tayland’dan almıştık, porselen bardakları ise Japonya’ya gittiğimizde ziyaret ettiğimiz arkadaşımız hediye etmişti. İnsanın ne zamandır görmediği şeyleri görmesi, kullanmadığı şeyleri bulup çıkarması, sözünü etmediği dostları anması ruhuna iyi geliyor, bu kesin; hele ki lezzetli şeylerle birleşince…
Objelerin de epey güzel bir hatıra taşıma gücü var, tıpkı yemekler gibi. İkisini de sevişimiz boşuna değil!
One thought