Portakal ağaçlı bir meyhane: Strouboulis

Halkidiki’yi çok seven bir arkadaşım, oraya gideceğimizi duyduğunda “Ne olur benim için de Strouboulis’e git. Biz gittiğimizde neredeyse her akşam orada içerdik. Portakal ağaçlarıyla, taş eviyle öyle tatlı bir yer ki…” dedi. Bu kuvvetli tavsiyeyi duyunca, tavsiye verenle de damak tadımızın ne kadar benzer olduğunu bilince, Halkidiki’de başka hiçbir meyhane aramadan Strouboulis’e çöktük bir deniz sonrası.

Şansımıza tam da tepemizde sallanan portakallara nazır bir masa verdiler. Yapının kendisi de çok güzel, tam Ege deyince akla gelen taş evlerden, ama tabii güzel havada bahçesi ayrı keyifli. Daha adım attığınız anda iyi hissettiren, “Tamam burada misler gibi yer içeriz” dedirten yerler vardır ya, tam öyle.

Menüye bakıp seçmeye başladık. Taramasalata, yani tarama almadan olmaz, ilk onu söyledik. Sonra Yunanya usulü soğanlı, peynirli, zeytinli bir de salata tabii. Herkesin bildiği gibi, kabak kızartmasının en çıtırı, en cips gibisi Ege’nin bu yanında yapılır, herhalde gösterilen özenden… Ondan da söyledik. Hem beklediğimiz, hem de korktuğumuz gibi, porsiyonlar kocaman! İki kişiye değil, dört kişiye bile bol bol yetecek cinsten. Hepsi taptaze, hepsi lezzetli…

Amaaa, esas sınırın bu yanında asla bu fiyata bu lezzet, bu tazelik ve bu porsiyonda bulamadığımız deniz mahsullerine yer ayırdık midemizde. Önce bir deniz tarağı tabağı… Tabakta, mutat servisleriyle 5 deniz tarağı, ama nasıl lokum! O yumuşacık doku ağızda erirken sanki denizi, iyotu da en güzel haliyle yiyip içiyor gibiyiz. Olması gerektiği kadar yağlanmış tuzlanmış, abartılmamış hiçbir şey, azıcık yeşil ot ve birazcık sarımsak var, kesinlikle deniz tarağı tadının önüne geçmiyorlar. Hakikaten büyük bir keyifle yedik.

İkinci sırada ahtapot var, yine en güzelini hep Yunanistan’da yediğimiz. (Evet, Söğüt’te de güzel ahtapot yeniyor, ama kur farkında rağmen daha pahalıya!) Yanında humusla gelen ahtapot kolları kocaman, etli. Hiç kurutulmadan, Türkiye’de nedense adet olduğu gibi pul biber filan basılmadan, tadıyla tuzuyla hazırlanıp getirilmiş önümüze, altın vuruş mutluluğuyla yiyoruz. Her şey sade, ama her şey çok leziz. Mavi Barbayanni şişemiz ve biz, mesuduz!

Masalar yavaş yavaş dolarken neşeli sesler artıyor, ama asla rahatsız edici yükseklikte değil, herkes mutlu bir kedi gibi mırıldıyor sanki. O sıcakta alnından gerçekten ter damlayan garsonlar, yine de en küçük bir ricayı es geçmeden, içten bir gülümsemeyle servis veriyorlar, her şeyin güzel olup olmadığından emin olmak istiyorlar. Masaların altında dolanan kedileri kimse kışkışlamıyor, her masadan nasipleniyorlar ufak ufak. Herkes nasıl mutlu, gevşemiş, neredeyse dünyanın bir küçük cennet olduğuna inanacağız…

Düşünüyorum, kaç öğününde, yemeğinde böyle hissediyor insan şu fani dünyada? Yemeğin, yemekten aldığımız lezzetin duygusal yanımızla olan ilgisini düşündüğümüzde, böyle keyifli bir ruh halindeyken, yediğimiz içtiğimiz şeylerden daha çok keyif almak normal değil mi? Yemekleri kadar ruhu, “ambiansı” da güzel olan mekanlar aramamız bu bakımdan çok normal değil mi?

Strouboulis, hesabı getirirken bir de dondurmalı profiterol ikram ederek sevimli ortama cila çekiyor adeta. Hani öyle kallavi bir hesap da bırakmış değiliz, zira fiyatlarıyla da son derece makul bir yer. İçkisi, deniz mahsulü, mezesi filan derken, ödediğimiz toplam 60 euro, hem de Selanik’e yakınlığı sebebiyle Halkidiki’nin en kalabalık ve “pahalı” kısmı olan sol parmağında; o sol parmağın da en civcivli yerlerinden olan Afitos’ta. Bundan iyisi Şam’da kayısı…

Büyük bir memnuniyetle kalktığımız Strouboulis akşamından sonra Afitos’u da turladık; “civcivli” dediğime bakmayın, insanı yormayan, şen şakrak denebilecek bir sahil kasabası tadında; yoksa öyle Bodrum merkeze inmişsiniz de herkes üstünüze üstünüze yürüyormuş gibi bir hal yok. Kulağı acıtmayacak kadar müzik sesi taşan küçük barlar, kahkahalar, dondurmacılar, mutlu yüzler, merkezde bir kilise, birbirinden güzel taş evler, katıksız bir Ege ruhu… Hep güzel hatırlanacaksın Afitos ve tekrar gelirsek yine sana muhakkak uğrayacağız Strouboulis!

One thought

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s