Lizbon 1: Bairro do Avillez

Lizbon gibi yeme içme cenneti bir şehirde “mutlaka denenmesi gereken yer” belirtmek kolay değil, zira şehrin her köşesinden nefis yerler çıkıyor ve feci turistik yerlere girmediğiniz sürece şehrin genel yemek standardı oldukça yüksek. Ama Taberna Bairro do Avillez hem atmosferiyle hem lezzetleriyle ayrıca bahsedilmeyi hak ediyor.

İçeri girer girmez tavandan asılı butlar dikkat çekiyor, burası hem jambon, sucuk, peynir gibi şarküteri ürünlerini tadabileceğiniz hem de tattıklarınızı beğenirseniz alabileceğiniz bir yer. Bir de tabii çeşit çeşit deniz mahsulü ve et yemekleri var. Şarap listeleri ise hayli kabarık! Biz öncelikle 24 ay dinlenmiş Sao Jorge peynirinden istiyoruz; ne de olsa yıllanmış peynire dayanamayoruz! Oldukça keskin, hatta biraz ağzı buran, güçlü mü güçlü bir peynir bu, şahane… Zeytin ve tereyağla gelen ekmekler de nefis, bir buğday biri mısır ekmeği. Portekiz’de Yeni Dünya etkisini görmek çok mümkün elbette, bu mısır ekmeği geleneği de Yeni Dünya’nın keşfiyle yerleşmiş olsa gerek…

Seçtiğimiz şaraplardan biri, Portekiz’de yaygın olarak üretilen Verdelho üzümünden, Alentejo menşeili 2019 Esporao. Dengeli kelimesinin hakkını veren, fazla güçlü olmayan, kolay içimli, tatlıyla sek arasında bence tatlıya bir adım daha yakın, olgun sarı bir şarap. Diğeri ise Lizbon usulü bir Sauvignon Blanc, 2020 rekolteli bir Quinta da Boa Esperança. Diğerine kıyasla daha genç, daha canlı, açık rengiyle de kendini belli ettiği üzere… Narenciye notaları daha belirgin ve asiditesi daha yüksek. Normalde diğer türdekini daha çok beğenmem gerekirdi kağıt üstünde, ama doğrusu öyle canlı bir şaraptı ki, kendisini daha çok beğendim!

Şimdi gelelim akşamın assolistlerine… Burada tattığım şarapta sarımsaklı midyeler bana parmaklarımı yedirdi! Soslu midye versiyonlarına Fransa’dan Belçika’ya birçok ülkede rastlanır, ama daha iyisini yiyene kadar buradakini yıldızım ilan ediyorum! Sosunu günlük olarak gayet kaşık kaşık içebilirdim çorba niyetine, öyle diyeyim… Chilli dilimleriyle gelen “kaplan karides” (ya da dev kırmızı karides) de mükemmeldi, hem tadı hem yumuşacık oluşu hem de kıvamında soslanışıyla kalbimizi çaldı.

Servisin hızlı, ambiansın çok çok hoş, fiyatların da makul olduğu mekandan kalkarken buruk ve yıllanmış peynirlere dev zaafı olan Alp bir de 50 ay dinlenmiş Sao Jorge aldı. Bu kadar dinlenince topraksı ve meşinimsi notlar fazlasıyla öne çıkmış -ve hatta bence denge peynir aleyhine biraz bozulmuş- ama altı ay dinlenmiş beyaz peyniri zar zor bulduğumuz Türkiye’ye kıyasla yıllanmış peynirlerin kolay bulunabildiği her ülkede gözümüz dönüyor, denemeden olmazdı, ne yapalım! Yanımıza vakumlatıp biraz aldık mecburen!

Şehrin muhakkak ayağınızın değeceği kısmında, Chiado’da yer alan bu mekan hem kalabalık grupla gelenlere hem de çiftlere uygun, o yüzden Lizbon’u ziyaret edecek şanslılara şiddetle tavsiye…

Ekleme: Lizbon’daki son gecemizde tekrar buraya gelmeye karar verdik ve bu kez kimchi soslu ahtapot, sarımsaklı karides ve kızarmış bacalhau (bir tür mezgit) topları sipariş ettik. Hepsi çok güzeldi, kızartma pek sevmememe rağmen balıklara bayıldım, ama esas kimchi soslu ahtapot çok özellikli bir tada sahip, hem değişik hem çok lezzetli bir tabaktı. Yanında denediğimiz 2020 Luis Pato Vinhas Velhas bical, cercial ve sercialinho üzümlerinden yapılmış çok keyif veren bir beyazdı, Quinta de Porrais de benzer şekilde kolay içimli ve hoş bir şaraptı. Dolayısıyla, gidecekseniz bunları da önerebilirim!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s