Santé Wine, Etiler Akatlar’da yaklaşık 6 ay önce açılmış bir şarap butiği… “Santé”, Fransızların “Şerefe!”si, kelime anlamı “Sağlığa!”, -2020’yi bitirip 2021’e girerken ne kadar doğru bir dilek! Akmerkez’in karşısında dikine inen Zeytinoğlu Caddesi üstünde, küçük sevimli bir bahçe içinde, küçük sevimli bir dükkân burası… Gerçi şarap dediğime bakmayın, raflarında birçok craft biraya da yer var, ama önceliği şarap olan bir mekan. Böyle bir yerin açıldığını duyduğumda not almış ve muhtemelen işime öylesi geleceği için Akatlar değil de Akaretler’de olduğuna kendimi inandırmıştım, heyhat, eve o kadar yakın değildi! Ama bu tabii gidip görmeye de engel değildi!

Süray ve Doğu, zevk aldıkları şeyi işlerine dönüştürebilmiş nadir, şanslı ex-beyaz yakalılardan (evet, bazılarının hayalini yaşıyorlar!) ve adimadimgurme.com‘da başladıkları yolculuğu bir şarap butiği açarak bir adım öteye taşımış durumdalar. Bu onlar için bir şans olduğu kadar, şarap sevenler için de bir şans: çünkü neyi, niye sattığını bilen, raflarındaki şarapların hepsini denemiş ve sorduğunuz soruya, adını verdiğiniz yemeğe göre eşlikçi önerebilen kaç şarap satıcısına ulaşabiliyorsunuz? Kendi adıma cevap vermem gerekirse, bunun cevabı benim yaşadığım yer için bir, sayıyla 1 idi. Cihangir’deki La Cave, gençken uzun süre haberdar olduğum tek şarap butiğiydi. Şimdi Asya yakasında da birkaç benzer şarap butiği var, ama düşünüldüğünde İstanbul için sayı hâlâ çok az ne yazık ki…
Oysa bir yandan yüksek vergi ve maliyetlerle boğuşarak bu işi sürdürmeye çalışan butik şarap üreticileri, bir yandan da eskisinden çok daha fazla sayıda butik şaraba ulaşmaya çalışan şarap meraklısı var. Haliyle, bunların karşılaşabileceği mekânlara, dükkânlara da ihtiyacımız var. Marketlerde seçenek az, üstelik birçok butik üretici için market raflarına girmek, o rekabetle baş edebilmek maddi açıdan imkânsız, tüketici açısından ise bu ekstra fiyatlar demek. Metro gibi büyük marketlerde şarap seçenekleri daha geniş, ama hem benim gibi bazıları için evine yakın değil hem de bir satış danışmanıyla yarım saat muhabbet ederek, sorularınıza detaylı cevap alarak bir şarap alışverişi yapmak da pek mümkün değil. Doğal olarak, bu tarz yerler daha çok siz ne alacağınızı bilerek giderseniz bir anlam taşıyor. Eh, bir de benim -ki bu konuda yalnız olmadığımı biliyorum- iyi esnafları bulup onunla muhabbet ederek, dostluk geliştirerek alışveriş yapmak gibi bir huyum, hatta huy ne kelime, “hobim” var. (Boşuna zihnim bu dükkanı Akaretler’de diye hatırlamak istemiyordu!) Bu tarz butikleri en çok da bu açıdan önemsiyorum. Karşınızda bir “satış danışmanı” değil, sizinle gerçekten sohbet eden insanlar var. O yemekle şu şarabı mı düşünüyordunuz? Belki bunu deneseniz daha iyi olabilir. Fiyatı fazla makul gözüktüğü için şüpheye düştüğünüz bir şarap mı var? Hayır hayır, gayet iyi, beklenmedik bir performans sergiliyor, alın. En sevdiğiniz şaraplardan birinin yeni rekoltesini mi almaya geldiniz? Aramızda kalsın, bu seneki maalesef çok iyi değil, istersen üç şişe yerine bir şişe alıp dene, öyle karar ver. İşte bunu sadece “iyi esnaf”ta, eskilerin “mahalle esnafı” dediği, şimdilerde güzel insanların açıp işlettiği dükkânlarda bulabilirsiniz. Ve böyle tavsiye verecek bilgiye sahip olmak da, o bilgiye erişebilmek de inanın büyük lüks!

Bu lüksü şöyle tarif edeyim, önerdikleri ve satın aldığım tüm şaraplara bayıldım! Ne sevdiğinizi, ne sevmediğinizi, nasıl bir şey aradığınızı doğru tarif edebiliyorsanız (herkes üstüne düşeni yapacak, bunlardan hep bahsettik!) kesinlikle çok doğru önerilerle geliyorlar. Örneğin Chateau Kalpak zaten muhteşem bir kırmızı ve Küp Mistel şarabı benim açımdan zaten garanti bir lezzet, sonuçta ne aldığımı biliyordum, ama Arcadia Pinot Gris benim için yeni ve öğrendiğime çok mutlu olduğum bir keşif oldu. (Yaşasın beyaz şarap istediğinizde Sauvignon Blanc ve Chardonnay dışında bir üzüm öneren yerler!) Chamlija, şimdiye kadar nelerini içtiysem çok beğendiğim bir şarap markası, ama Chamlija Blanc de Noirs’ı da onların önerisiyle aldım. Son olarak, esas muhteşem keşif USCA’nın Sonnet’si oldu benim için. Şiraz üzümünden yapılan bu roze aslında birçok peynir ve şarküteri tabağına eşlik edebileceği gibi, baharatlı ördeklere, kazlara, hindilere de bence çok yakışabilecek, karakterli bir roze. Dolmakalemin yazışı gibi hareli mürekkep hissi veren etiketlerine, şarabın ismiyle müsemma her şişenin boynundaki dizelere de özellikle bayıldığımı belirteyim, ama tabii bunlar tadının dışında, tamamlayıcı güzellikler. (Eh, gitmişken birkaç craft bira da almayı ihmal etmedik tabii, ama şimdilik onlara girmeyeyim izninizle.)
Tüm bunlara eşlik eden sıcak ve içtenlikli muhabbet, küçük ikramlar peki? İşte o bambaşka… Santé’den bahsetmek için aldıklarımı içmeyi bekliyordum, böylece önerilerininin de hakkını verebilecektim ve iyi ki beklemişim, böylece oraya gidişimin üstünden bir süre geçtiği halde olumlu hislerimin hâlâ sürdüğünü fark ettim, yani kalıcı bir etki bu! Şimdi, hem benim şahsi stoklarım biraz boşalmış olduğu için yakında yeniden gitmeyi planlarken, hem de belki sizin yılbaşı öncesi şarap alacak -daha doğrusu şarap önerisi alacak- yere ihtiyacınız varsa diye burayı şiddetle tavsiye ediyorum. Önünde park yeri bulabilirsiniz, arabayla gidip şişeleri yüklemeye uygun ve eğer şanslı bir gününüzdeyseniz belki Arya’ya bile denk gelebilirsiniz!
