Şeb-i Yelda, 21 Aralık’taki gün dönümünü kutlama geleneklerinden biri… Bir Pers/İran geleneği olan ve “en uzun gece” demek olan Şeb-i Yelda’da gecelerin kısalmaya, günlerin uzamaya başlaması anılırken kışı hastalıksız atlatmak, gelen günleri bereketle karşılamak için eşikte nar kırılıyor. Hani bazıları yılbaşında nar kırıyorlar ya yeni yılı bereketle karşılamak için, işte bunun bir versiyonu o da…
Tabii aranırsa gün dönümleriyle ilgili daha birçok adet bulunabilir, özellikle pagan dönemlerin gün dönümlerine özel bir anlam atfettiği muhakkak… Biz geçen sene, şimdi bir ömür kadar uzakmış gibi gelen o şen ve özgür günlerde İran usulü Şeb-i Yelda kutlaması yapmıştık, lokumlar, şekerler, fındık fıstık meyveyle ayrı bir masa kurmuştuk; üstelik biricik dostumuz Emine Turay karpuz bile bulup getirmişti bize, zira bu günde karpuz yenmesi de bir İran geleneği.

Kırmızı renkli nar ve karpuzun bereket ve sağlık sembolü olarak kullanılması da çok normal, çünkü bildiğiniz gibi taa Çin kültüründen başlayarak Asya’da bereketin, şansın, bolluğun rengi kırmızıdır. (Ve bu yüzden Asya’dan gelen bir adet olarak Osmanlı’da da gelinlikler son dönemine dek kırmızıydı, ki birçok Asya kültüründe hâlâ gelinlik kırmızıdır.)
Yemeğin tarihle, inançla, kültürle ilişkisinin her zaman varolduğuna dair küçücük bir örnek bu. Az ilerimizdeki “uzak komşu”larımızdan biri olan İran’da hâlâ süren bu geleneğe dair küçük bir not olarak dursun burada.
O akşamı paylaştığım tüm dostlarıma minnetle…
Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir
Müptelâ-i gama sor kim geceler kaç sâ’at.
Bosnalı Sabit